Mobilya sektörü zarar görüyor

İpek Grup Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Aslan, otomotiv sektörünün ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın (TOKİ) yaptığı sıradışı çalışmaların mobilya sektörünü olumsuz etkilediğini öne sürdü.

 

04.01.2010

Aslan, yaptığı açıklamada, hükümetin uyguladığı KDV indiriminin o dönem mobilya sektörünü fevkalede desteklediğini, cirolarının arttığını, küçülmenin durduğunu söyledi.
Yeniden böyle bir çalışmanın yapılmasının mobilya sektörüne çok büyük yararlar sağlayacağını ifade eden Aslan, “Ekonomik krizle birlikte istihdamda eksilmeler oldu. Şu anda da bir istihdam artışı söz konusu değil ama mevcut durumu korumaya çalışıyoruz. Kriz dönemindeki eksilme durdu, devam da edebilirdi. Çok şükür etmedi” dedi.
Aslan, bazı sektörlerdeki kampanyaların mobilya üreticilerini olumsuz etkilediğini belirterek, şunları anlattı:
“Otomotiv sektörünün ve TOKİ'nin yaptığı sıradışı çalışmalar, mobilya sektörünü olumsuz etkiliyor. TOKİ 500 bin konut yapıyor, 500 bin müşteri kaybediyorsunuz. Onlar 2-3 yıl hiçbirşey alamıyorlar. Ancak, evlerine yerleştikten, ekonomilerini düzelttikten sonra tekrar satın almaya başlayacaklar.
Buna rağmen, TOKİ'nin yaptığı çalışma kalıcı olarak lehimize. Kenar mahallelerden modern şehir düzenine geçiyoruz. Biz bunu destekliyoruz. Bir ara TOKİ başkanına da bu konuda şaka yaptım. “Ne yaptın sen, konut sayısını 20-30 binden 500 bine çıkardın, müşterilerimizin hepsini bloke ettin' dedim. Şaşırdı. Ama 'yaptığın iyi oluyor, bu insanlar ilerde bize müşteri oluyor' dedim.”
Otomobil tüketiminin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere çok büyük zararlar verdiğini savunan Aslan, hem otomobil fiyatlarının hem de yakıt tüketiminin ev ekonomisini olumsuz etkilediğini kaydetti.
“Otomobil mazot tüketiyor, Arap zengin oluyor” diyen Aslan, şöyle devam etti:
“Bir otomobilin yakıt parası, bir evin geçimini sağlar. Vatandaş masraflara yetişemeyince kredi kartına yükleniyor, icralık oluyor. Aldığı araba 30 bin lira, icralık olursa 15 bin liraya satılıyor. Aldığı otomobilin ev, arsa gibi kıymetleneceğini sanıyor. Otomobilin fiyatı zaten aldıktan 1 yıl sonra yarı fiyatına düşüyor. Aradaki fark uçup gidiyor.
Bir de otomotiv sektöründe idare etme yok. Mobilyanın taksitini ödeyemezse onu 1-2 ay idare ederiz. Otomobilde öyle değil. 1 ay ödemesin taksiti, hemen aracı bağlatıyorlar. Bir de devletin memurunu kullanarak bağlatıyorlar. Otomotivcilerden başka hiç kimse devletin memuruna benim alacağımı topla diyemez. Otomotivciler aracı bağla diyor, polis gidip bağlıyor.
Ev sahibi olanlar 2-3 yıl sonra borçları bitince bize geri dönüyor ama otomotiv sektörü kalıcı zararlar veriyor. Otomobil satın alanlar ana ihtiyaçlarının hiçbirini alamaz. Çünkü, uzun yıllar otomobilin borcunu ödemekle meşgul oluyorlar.”

-“OTOMOBİLİ OLAN MESAİYE KALMIYOR”-

Aslan, vatandaşların küçük faiz oranlarının toplamdaki büyüklüğünü hesap edemediği için yanıldığını belirterek, otomobil sahibi olanların çalışkanlıklarının da köreldiğini söyledi.
Otomobili olan bir işçinin mesaiye kalmak istemediğine dikkati çeken Aslan, “ Niye? Çünkü, otomobili ile akşam bir arkadaşına gezmeye gidip kendini kanıtlayacak, tatmin olacak. Ancak, ev alan, arsa alan birini mesaiye bırakabilirsiniz. O rahattır. Evine gittiğinde 3 saat uyursa dinleniyor, huzur buluyor. Bizde tüketim bilinci yok. Bilinçsiz vatandaşımız tüketime özendiriliyor. Japonlar 60 metrekare evde oturuyor, biz 100 metrekareye küçük diyoruz” diye konuştu.